Ağlamak, bebeklerin dünya ile kurdukları ilk iletişim
şeklidir. Bebeğin her ağlaması onun bir sıkıntısı olduğunu ifade
etmediği gibi hiç ağlamaması da aslında verdiği bir mesaj olabilir.
Sürekli ağlayan bir bebeği sakinleştirmenin en önemi yolu ise onu
düzenli emzirmektir. Memorial Ataşehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Özlen Kaya Çardak, ağlayan bebeklerin sakinleştirilmesi ile ilgili anne babalara önerilerde bulundu.
Bebeğin hiç ağlamaması hastalık göstergesi olabilir
Bebekler için ağlamak gülmekten önce gelir. Yeni doğan bir bebek her
isteğini ağlayarak ifade edebilir. Bebeğin her ağlaması, mutlaka bir
sorun olduğu anlamına gelmez. Bu durum aileyi tedirgin etmekle
birlikte; tıbbi açıdan bakıldığında ağlamayan bir bebek
escort bayan iletişim de
kurmayan bir bebek anlamına gelir. Örneğin bazı hastalıklarda bebeğin
ağlamaya bile gücü olmayabilir. Ciddi bir yeni doğan sarılığı geçiren
bebekler görüntüde çok uslu durur ve devamlı uyurlar. Aileler de farkına
varmadıkları için bu durum tanı konmasını geciktirebilir.
Anne sütü bebeği sakinleştirir
0-6 ay arası bebeklerin sadece anne sütü ile beslenmesi uygundur. Bu
dönemde özellikle ilk 3 ayda her ağladığında bebeğin emzirilmesi hem
bebeği sakinleştirir hem de anne sütü üretimini artırır. Anne sütü alan
bebeklerde beslenmeye saat düzenlemesi yapılması, ilk 3 ay için uygun
değildir. Bebekler 0-3 ay zaten annesi ile kendisini aynı canlı olarak
görür, yani farklı bir birey olduğunun farkında değildir. Beslenme
ihtiyacı olduğunda da bunu geciktirmek yani her istediğinde bebeği
emzirmemek bebekte güven sarsıcı bir etki yapar.
Bebeğinizle sert bir ton ve yüksek sesle konuşmayın
Doğum öncesinde işitme hissi olan bebekler dünyaya geldikten sonra
da her şeyi çok net duyabilirler. Ağlayan bir bebekle mutlaka yumuşak
bir tonda konuşulmalıdır. Daha önceden alışık olduğu için anne veya
babasının sesi, bebek için sakinleştirici etki yapacaktır. Doğum öncesi
dinletilen müzikler de doğum sonrası bebekleri rahatlatır, kendilerini
güvende hissetmelerine yardımcı olur. Televizyon ve bilgisayar ekranlar
ise bebekler üzerine negatif etki yapar. Konuşma ve davranış üzerine de
olumsuz etkileri olduğu için 2 yaş sonuna kadar çocukları televizyondan
uzak tutmak gerekmektedir.
Yatış pozisyonu önemli
Koku duyusu da yeni doğan bebeklerde belirgindir. Ağladığında anne
kucağına alındığında anne sütü kokusu duyacak ve aç olmasa bile
rahatlama hissedecektir. Bebekler kol ve bacakları ile bir yere temas
ettiklerinde de sakinleşir. Anne karnındakine benzer bir konumda
yatırılmaları; yani yüz üstü, başı yan duracak konumda kol ve bacaklar
gövdeye çekilmiş halde yatmaları onları sakinleştirir. Ama bu yatış
şekli kesinlikle gece önerilmez, “ani beşik ölümü sendromu” yüz üstü
yatan bebeklerde daha sık olduğu için, sadece gündüz anne uyumuyor ve
bebeği gözleyebilecek ortamda bulunuyorsa bebeğini bu şekilde
yatırabilir.
“Kucağa alıştırma” mantığı yanlış
0-6 ay arası bebekleri ağladıklarında kucağa almaya çekinmek doğru
değildir. Bebek ağlayarak iletişim kurmak istemektedir ve kucağa almak
ona güvende olduğunu hissettiren en faydalı yoldur. Huzursuz olduğunda
kucağa alınan bebeklerle ilgili yapılan çalışmalarda, bu bebeklerin
bağışıklık sistemlerinin bile daha iyi çalıştığı gözlenmiştir.
Temiz hava bebeğe iyi gelir
Açık havada zaman geçirmek, her yaştaki çocuk için rahatlatıcıdır.
Bebek küçük bile olsa, prematüre doğmuş değilse ilk günden itibaren
sokağa çıkarılabilir. Büyükannelerin daha çok benimsediği “bebek 40 gün
sokağa çıkarılmaz” yorumunun tıbbi dayanağı yoktur. Kuzey Avrupa
ülkelerinde yapılan pek çok bilimsel çalışmada, doğumdan itibaren açık
havaya daha çok
malatya escort çıkartılan bebeklerde hastalık görülme riski evden
çıkmayanlara göre daha az bulunmuştur. Özellikle uyku sorunu olan
çocuklar, açık havada kaldıkları süre ile doğru orantılı olarak daha iyi
uyurlar. Güneşli günlerde güneş banyosu yaptırılan çocuklarda da D
vitamini sentezi daha iyi olur ve bu da çocuğun hem bağışıklık sistemini
düzenler hem de uykuya geçişi kolaylaştırır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder